14 Ağustos 2012 Salı

Tam Bin Yıllık Rüya

Günlerdir yağmur yağıyor geceleri.. yalnız başımayım koca binada durmaz bereket artık inadıma her gece gürültülü gürültülü yağıverir. Derler ki her yağmur damlasını bir melek indirirmiş yer yüzüne "rahmet" bunda ya edilen dua kabul olunurmuş... Korkudan dua da edemiyorum dilekte dileyemiyorum. Her şimşeğin gelişi, aydınlatması ve biçimi peşinden gelecek gürültü hakkında tahmin yapmamı sağlıyor. Hah şimdi tam tepede diyorum az sonra daha kuvvetli diyorum çıkıyor da he!... 0-3 yaş çocuğu gibiyim bu aralar. Nasıl ki kendini deve kuşu sanır korktuğunda yorganla her yerini kapar aynı öyle bende yoğun ışıktan kaçırıyorum kendimi örtüyü bir çekiyorum ki sorma ... Ve derken tesbihe başlıyorum artık hangi ara oluyorsa sızıveriyorum...

Dün gece de öyle oldu. dalıvermişim bir ara rüyamda milyoner yarışmasındaydım. Kenan Işık soruyor;
"en korktuğun soru hangisi?" diye yanıtlıyorum;
"sesli sorudan nefret ediyorum" diye.
"ilk sorulardan korkmuyor musun?" diyor
"yok diyorum elensem de umurum köşelidir benim on dakikaya varmaz unuturum".
"kimlerle geldin" demez mi? kopuyor kıyamet...
"kimseye haber vermedim herkese sürpriz olsun önemli biri değilimdir" diyorum
"e" diyor "jokerlerin biliyor"
"yok diyorum ben onları hallettim"...

Ve yarışma başlıyorum inan olsun soruları hatırlamıyorum sonra korktuğum Allah'ın belası soruya geliyor sıra
Sordum seni yıldızlara ay ışığına
Dediler tam bin yıldır görmedik onu
Sordum kadim kitaplara tozlu raflara
Dediler o bizden önce buralardaydı....

söylüyor be Nurettin Rençber ben devam ediyorum gözlerim kapalı mağrur bir uçurum oldu kalbim diyorum sen gittin gideli buralardan.... ayrılık ne yaman bir ateşmiş ne olurrrr.... dyince tıkanıyorum... sessiz söylüyorum farkındayım rüya o ya ben bile duymuyorum sesimi bir düğüm boğazımda asılı anasını sattığımın nefesi bile giremiyor... Soruyor Kenan Işık biliyor musun yanıtı diye "joker kullansam diyorum" içimden gitsem teee 2007 yılına kalsam lan anasını satayım oralarda bozsam ne kadar anı varsa o güğnlerden topunun birden bekaretini... yırtılsın istiyorum o aralık ve o nefes alamadığım milyon yıllık zamanın içinden kopup gelsem kaçsam lan diyorum...

Anlıyorum özlemlerimiz taze ve Allahın belası bir kavuşamama anı geçmişe hepsinin birden toplamı...
"Ha" diyorum mal bir bakışla Kenan Işık'a bakarak "anlamadım" "zamanınız" diyor gerisini inan anlamıyorum.. Ben o sıra o zıkkımın dibi olası zamanın içinde ve halen boğazımda bir yumrukla 6 Haziran 2007 gününün öğleden sonrasında Müjdat Gezen Sanat Merkezinde'yim.. Ah bir çıksam oradan şu yarışmacı koltuğuna bir oturabilsem neler anlatacağımda ne gücüm var, ne nefesim... Ama var ya en çokta zıkkım olası ruhum orada kalmaya niyetli saftirik bedenim ona uymaya pek hevesli....
"dört saniye" diyor Kenan Işık sancılarım geçiyor.... soruyorum kendime; yanıtlamalı mı yanıtlamamalı mı??? sarımsağın kokmaya yüz tuttuğu anlardayım dilim çıkmış sahneye "Nurettin Rençber Ezo" diye fırlayıveriyor. ve yeşil ışık yanıyor... Kenan Işık bana bakıyor "tebrikler" diyor ben kendi kendime konuşuyorum kalkıyorum sandalyeden
"nereye" diyor
"Konya'ya" diyorum

Rüya o ya bitmiyor nasıl oluyorsa ben halen ekrandayım kendimi seyrediyorum. Diyorum ki "ben milyoner filmini çok sevmiştim zira tezimi yanıtlıyordu. aynı öyle oldu benim içinde... Tanıdıklarım var hepsiyle öyle çok kavgalar ettim ki ve hepsine öyle ana avrat küfürler savurdum ki ama bir kaçı vardı hiç kıyamadım o kıyamadıklarımın yanındayım"

Sen bu kadarını bil .Gerisi bende kalsın!