Hani buz tutar ellerin temmuz sıcağında
Hani penceresiz kalırsın

Öyledir işte bazen piçliğin dayanılmaz yoksul silüetinde kaybolursun... İç çektikçe anlarsın ciğerlerinin yandığını, ah ettikçe fark edersin ciğerinde nefes namına bişey kalmadığını, önün arkan sağın solun her bi yanın puşt dolar... acıdıkça acırsın, kanadıkça da kanar.... çocukluğuna da, gençliğine de kısaca geçmişine de geleceine de sövmeler gelir içinden... Nasılda acırsın, nasılda sarılıp koruyup kollayasın gelir o geçmişte ki seniiii.... Ama bi bok yapamazsın günahı sevabı senindir bilirsin
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder