27 Nisan 2013 Cumartesi

Piçliğin Kaybolmuş Silüetinde

Hani kolun kanadın kırılır bazen
Hani buz tutar ellerin temmuz sıcağında
Hani penceresiz kalırsın
Haniler arttıkça attar hani hanende... Ve ne varsa ömründe ömrünü yakan güzellikten yana bölüştüğün, çeliştiklerin, acıtanlar ve attıkların.... Ne varsa ana avrat diye başladığın saymaya boğulmaya bile fırsat kalmadan tükürüğünle öldüğün....
Öyledir işte bazen piçliğin dayanılmaz yoksul silüetinde kaybolursun... İç çektikçe anlarsın ciğerlerinin yandığını, ah ettikçe fark edersin ciğerinde nefes namına bişey kalmadığını, önün arkan sağın solun her bi yanın puşt dolar... acıdıkça acırsın, kanadıkça da kanar.... çocukluğuna da, gençliğine de kısaca geçmişine de geleceine de sövmeler gelir içinden... Nasılda acırsın, nasılda sarılıp koruyup kollayasın gelir o geçmişte ki seniiii.... Ama bi bok yapamazsın günahı sevabı senindir bilirsin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder