19 Şubat 2012 Pazar

100 numarada olmak ya da ol(a)mamak

Valla bana biri gelip sorsa "sence dünyanın en rahat yeri neresidir?" diye ilk cevabım tuvalet olurdu. Gel gör ki dünyanın o en rahat ve huzur veren mekanına ulaşmak bendeniz için dönem dönem çeşitli zorluklarla olmuştur. öyle ki neyin nesi ise, çocukluğumda korkak biriydim ota sapa her bi halta korkardım tek başıma odadan odaya geçmek şöyle dursun evin dışına çıkıp yüz bilemedin yüzelli metre ileride ki çöp dökme alanına bile gidemezdim. Ah şimdi düşünüyorum peygamber sabrı varmış anne ve babamda ve de teyzemde zira bu zavallı halimle hep onlar uğraştı.

İşte böyle bir çocuk için takdir edilir ki tuvalete gitmek en büyük işkencedir hele hele onunla başa çıkmaya çalışan aileye ne demeli? çocuğun çişi gelir ıkına sıkına tutmaya çalışır korka korka etrafa bakar birilerinin onun bu gariban ve yardıma muhtaç halini fark etmesini bekler ve çoğunlukla da az bişey kaçırır. Hele bu tuvalet maceralarının en acısı gece vakitleri yaşanır. Bu durum bizzat tarafımdan tasdik olunmuştur. (altına kaçırıverirsin yahut saldım çayıra anam kayıra eylemine başvurursun)

Yaşım 12ydi sanırım kendimce bir çözüm geliştirmiştim. Annem (pek çok Türk annesi gibi) yoğurt kaplarını biriktirme işini abartmıştı. Bir gün bu büyük hazineyi görmemle gözümün önünde bir "ampül"ün yanması bir oldu. Yoğurt kabını aldım yatağına saklayıverdim. O gecede ev halkının uyuyacağı tuttu ne hikmetse normalden fazla sayıda da tuvalete gittiğimi hatırlıyorum. Ev halkı uyuyunca yine çiş seyansı başladı allem ediyorum kallem ediyorum yok efendim kimse gürültüye uyanmıyor bu da bende yüzyılın buluşu diyeceğim icadımı denemek için cesaretlendirdi. Gizlice yatağın altından yoğurt kabını aldım donumu indirip az evvel biri uyansında beni tuvalete götürsün diye beklediğim vatandaşların uyanmaması için büyük çaba ile olabilecek en sessiz şekilde kabı sidikle doldurdum kimse fark etmedi...

sabah oldu sıra bu kabı imha etmeye geldi yarabbi sen yardım et nasıl yok edeceğim bunu. Hatırlamıyorum ama bir şekilde o kabı boşalttım poşete koydum. Evden çıkarken annem fark etti "onu nereye götürüyorsun" dedi okulda deney yapacağız öğretmen istedi dedim. evden çıktım uzzzuuunnnca gittikten sonra çöpe attım. Bir süre devam etti bu ama foyam ortaya çıktı. sonrası malum....

Az önce yine o muhteşem buluşumu kullanmaya kalkışacaktım. Zira yaşadığım ev eski bir bina ve sobalı bir ev. oturma odamızın kapısı tam olarak kapanmıyor antreden inanılmaz bir soğuk geliyor keza pencerelerden de... Eşimde kendince dahice bir çözüm bulup birkaç saat önce kapı ve pencerelerin muhtelif yerlerini gazete kağıtları ile kaplayıverdi. Şimdi kapıyı açsam adamın binbir güçlükle yaptığı bu işi batıracağım. Sırf emeği yüzünden ve dışarı çıkmayacağıma verdiğim söz yüzünden mal gibi oturuyorum koltukta ama öyle böyle deil mesane ha patladı ha patlayacak. Allahım kap map aramayıp odanın ortasına işeyesim var.

Ama büyüyünce insan o kadar cesur olamıyor. Dayanamayıp kapıyı açtım ve tuvalete gittim. Sevgili kocacığım binbir güçlükle yaptığın işin içine ettiğimin farkındayım özür dilerim. Buna rağmen bilmeni isterim odanın ortasına "etmemden" çok daha iyi bir eylemdi

Seni seviyorum.... Söz sırf senin için kapı ve pencerelerimiz için maharetli hanımların sitelerinde turlayıp çözüm yolları öğrenecek sonra da bunları örmeye yahut dikmeye çalışacağım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder